Zaman zaman çeşitli kurum ve kuruluşların talepleri üzerine katıldığım söyleşilerde ekseriyetle despot yöneticiden yakınan çalışanlarla karşılaşırım. Özellikle yöneticinin hata toleranslarının olmadığından yakınırlar. Bu durum kültürümüzü göz önüne aldığımızda çok da yadırganacak bir durum değildir. Aksine çok sık karşılaşmak içten bile değil. Neden diye düşündüğümüzde karşımıza çıkan ilk durum elbetteki mükemmeliyetçi bakış açısından kaynaklanır. Bireylerin çalışanlarından bekledikleri mükemmel performans, onların hata yapma haklarının olmadığı sonucuna götürür yöneticiyi. Halbu ki hata gayet insani bir olgudur. Her insanın hata yapma hakkı ve hatta özgürlüğü vardır, olmalıdır da. Nitekim yöneticinin asıl görevlerinden birisi de çalışanının hatalarını düzeltmek değil midir? Burada ayrılması gereken temel nokta düzeltilmiş konuda bir daha aynı hatanın tekrarlanmamasıdır. Nitekim düzeltme yapılana kadar tabir hata iken düzeltildikten sonra tercih hatta sonraki aşamlarda ise artık art niyet girer devreye. Şimdi kastettiğimiz hatanın ilk haliyle yani hata olarak kaldığı durumlar içindir. Peki hata toleransı düşük yöneticilerin bu tutum ve davranışları nelere sebep oluyor hiç düşündük mü? Şöyle ki hata yapma hakkı ve özgürlüğü elinden alınan çalışan, yöneticisine bağımlı hale geliyor ve inisiyatif kullanmaktan geri duruyor. Her konuda yöneticisine danışan ve onun talimatları doğrultusunda iş yapan bir duruma geliyor. Bireysel çaba sadece yöneticinin emirleri doğrultusunda gerçekleşiyor. Bu yaklaşım çalışanın sessizleşmesine (yeni fikirleri ortaya koymaktan geri durmasına), yenilikçi bakış açısını terketmesine, inisiyatif kullanmamasına, yöneticiye fazladan iletişim külfeti doğurmasına ve daha geniş perspektifte verimliliğin düşmesine yol açıyor. Nitekim değişen iş yaşamı koşullarına bakıldığında yöneticinin istisnalarla yönetmesi gerekirken, çalışanın güçlendirilmesi ve yönetime katılımının sağlanması gerekiyor. Bu durumun gerçekleşebilmesi ise inisiyatif kullanabilen, yenilikçi, yaratıcı düşünceye sahip çalışanlar yoluyla oluyor. Öyleyse yöneticilerin çalışanlarını sessizleştirmemesi ve hata yapma özgürlüklerine saygı duyarak, hata yapmanın bir insani hak olduğunu bilmesi gerekiyor. Hata yapmaktan kaçınan çalışan, bir süre sonra üretmekten de kaçınmaya başlıyor. İşin sonucu sıfır hata için sıfır üretim mottosuna geliyor… Eskişehir – 21.11.2023
Check Also
SİYASAL İLETİŞİM VE PROPAGANDA DERSİ 2024 GÜZ DÖNEMİ PROJESİ
Bir ülke hayal edin: “Nova Cumhuriyeti”. Bu ülke, yaklaşan genel seçimlerle çalkalanıyor. Sosyal medya, geleneksel …